Eve az önce girdim ve ayağımın tozuyla hislerimi yazayım bari.
Bazen kendimi tuhaf hissediyordum akıntıya karşı kürek mi çekiyorum acaba diye. Ama yok işte uzun bi aradan sonra bu sene haklı çıktım.
Yayınlanır yayınlanmaz gözlerimi yerinden fırlatan, aşkla bağlandığım ya da kesin bir şey yapacak dediğim neredeyse tüm şarkılar iyi iş yaptı.
Yarı finallerden başlarsam, mesela birinci yarı finalde elenen ve bana hayatımın şokunu yaşatan Belçika dışında şaşırtan hiç bir şey olmadı. (Onun da performans sıkıntısından olduğu belli) Yunanistan'ın da artık Kıbrıs kazansın diye midir nedir özellikle elendiğini düşünüyorum çünkü. O şarkı asla elenecek bir şarkı değildi. Ama Kıbrıs'la aynı plak şirketi zaten. Kesin bir iş var. Kızı manasızca tek başına çıkardılar sahneye. Kendi kendine sallandı durdu. Şarkının tüm albenisi, hikayesi falan gitmişti. Ben, bahislerde Kıbrıs fırlayınca, Yunanistan'ın oylar bölünmesin diye bile isteye kötü olduğunu ve elendiğini düşünmekteyim.
İkinci yarı finalde ise elenen hiç bir şarkıya üzülmedim. Sadece bir dönem çok sevdiğim ama sonradan artık listemden çıkan Letonya vardı çıksa iyi olurdu dediğim...
Gelelim finale; baştan beri arkasında durduğum İsrail, ilk dinlediğimde ahaaaaaaaa dediğim Çek cumhuriyeti, forumu ortadan ikiye bölen ve balon dedikleri Estonya hep top-10 yaptılar.
Muhtemelen Ogae oylamasında sadece benden oy aldığını sandığım Almanya, yılın sürprizini yaptı.
Bu grupta beni şaşırtan ve üzen sadece Bulgaristan oldu. Orası değildi onun yeri.
Aynı şekilde baştan beri neden herkesi peşinden sürüklediğini bilmediğim, Avustralya, Fransa ve yarışma haftası şişirildikçe şişirilen İrlanda, hak ettikleri yerleri buldular
Ve gelelim kazanana...
Eh baştan beri tavuk hayranlığım zaten bilinen bir şeydi kamuya mal olmuştu
Ama esas şu Kıbrıs meselesi. Sadece burada değil, yüzyüze ve whatsapp'ta da bir çok kişiyle bunun tartışmasını yaptık.
Tamam özellikle Lizbon'da ESC haftası boyunca Kıbrıs fena parladı. Yıktı geçti. Hatta euroclub'ta, eurocafe'de benim de en çok hopladığım zıpladığım şarkılardan biriydi. (Bu arada hem kulüpte hem arenada favorim olmayan bir çok şarkıyla zıplayıp eşlik ettiğim doğrudur, iş başka arkadaşlık başka
Amaaaa.... Hafta boyunca Hasan ve Cihan'la press center'da yaptığımız instagram canlı yayınlarının, en sonuncusunda, cuma akşamı da söylediğim gibi. Bir şekilde Kıbrıs'ın kazanmayacağını düşündüm hep. Olcay da belirtmiş yukarıda.
Cuma akşamki yayınımıza wiwiblog'dan William da konuk olmuştu. Hem o, hem Hasan hem de Cihan Kıbrıs alacak demişti. Ben de yayını Kıbrıs alamayacak diye kapamıştım. Çünkü iddiaya girmiştik İsrail'le ilgili. Ve ben o iddiayı da ayrıca kazandım şu an burayı okuyan birinden
Neyse özetle, geçen senelerde çok fazla gümlemiştim. Bu yıl enteresan bir şekilde benim sevdiğim şarkılar, beklentilerim falan çoğunlukla karşılık buldu. Yarı final tahminlerimi de keşke sevdiklerime göre yapsaymışım, daha doğru olurmuş.
Organizasyona gelirsek... Tam 7 günümü geçirdim Lisbon'da ve 1 gün de Porto'da. Portekiz, ülke olarak efsane bi yer tabi ki. Ama malesef, ömürleri hayatlarında bir kez gördükleri ve muhtemelen bir daha hiç göremeyecekleri ESC biriciliğinin hakkını pek veremediler.
En iyi şey Eurovillage'tı. Şehrin göbeğini dev bir eurovision köyüne çevirmişlerdi. Sahne, lojistik imkanlar, clubler cafeler beklentinin altındaydı. Her yerde her zaman bitmeyen kuyruklar vardı insanı canından bezdiren.
Ve tabi bunun organizatörlerle alakası yok ama... Kardeşim, Portekiz kazanınca en çok sevindiğimiz şey nihayet bir eurovision'u da montsuz vestiyersiz geçirecek olmamızdı. Heyhat!!!! Koca bir yalanmış. Gündüz belli saatlerde sadece güneşin vurduğu alanlarda yaşanan huzur dışında hep soğuktu! Ama ne soğuk! Neredeyse kardan adamla fotoğraf çektirecektik. Nitekim o kadar sıraya kuyruğa ek olarak bi daha vestiyer kuyruklarında ikamet ettik. Ve herkes tabi en fazla 1 adet serin hava giysisi getirmiş, haftayı onunla kapadık
Fotoğraflarımızı takip edenler bizleri şortlarla tişörtlerle görmüş olabilirler tabi. Ama işte onlar sadece gündüz belli saatlerde olabilecek şeylerdi.
Seneye çok sıcak olacak. Kudüs olacak. Ama ben tabi ki olmayacağım!!! Üstüme iyilik sağlık.